Her geçen gün yeni bir boyut kazanan dezenformasyon ve nefret söylemi riskinin yayılmasında ve onlarla mücadelede yapay zekânın rolü, İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Yapay Zekâ Çalışma Grubu tarafından düzenlenen “Yapay Zekâ Çerçevesinde Dezenformasyon ve Nefret Söylemiyle Mücadele” etkinliğinde ele alındı. Av. Celil Aktaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu başkanı Av. Fehmi Ünsal Özmestik açılış konuşmasıyla, konuşmacı Av. Esra Özgür sunumuyla değer kattı.
Etkinlik, günümüz insanının her daim ağa bağlı yaşadığı ve adeta enformasyon bağımlısı haline geldiği, dolayısıyla da dezenformasyon ve nefret söylemi riskinin daha önce hiç olmadığı kadar büyük risk haline geldiği vurgulanarak başladı. Çoğunlukla interaktif şekilde gerçekleşen sunumda, ilk olarak dezenformasyon ve nefret söylemi kavramları açıklandı ve dijital platformların bu riskleri daha ciddi bir hale getirdiği belirtildi. Bunun dijital platformların etkileşim odaklı çalışmalarından ve etkileşimi arttırmak için insanların bilişsel yanlılıklardan yararlanmalarından kaynaklandığı belirtildi. Bu minvalde dijital platformlarda korku, öfke, kaygı gibi olumsuz duyguları tetikleyen içeriklerin kendilerine daha çok yer bulmasına dikkat çekildi.
Yapay zekâ araçlarının yaygınlaşması ve bu araçların platformlara entegre edilmelerinin soruna yeni bir boyut kazandırdığı ele alındı. Yapay zekâ ile üretilen görsellerin inandırıcılığının yüksek olduğu ancak her zaman inandırıcı olmasa bile dezenformasyonu daha etkili kıldığı belirtildi. Dolayısıyla bu tür teknolojilerin kötü niyetli içerikler için etkili bir araç olduğu vurgulandı. Buna karşın yapay zekânın dezenformasyon veya nefret söylemi teşkil eden içeriklerin tespit edilmesinde ve bunlara hızlı şekilde müdahale edilmesinde önemli rol oynadığı belirtildi. Ancak yapay zekâ araçlarının henüz tüm deepfake içerikleri veya bot hesapları tespit etmekte başarılı olamadığı da kaydedildi. Bunun nedeninin bu alana yeterince kaynak ayrılmaması olduğu belirtildi.
Tüm bunların ışığında, enformasyon teknolojilerinin yapıları itibariyle tarafsız olduğunu, önemli olanın bunların nasıl kullanıldıkları belirtildi. Dezenformasyon ve nefret söyleminin yapay zekâ etkisiyle giderek daha büyük bir risk haline gelmesine karşı yapay zekâ okuryazarlığının, etik ve şeffaf bir anlayışın geliştirilmesine ve bunlara uygun düzenlemelere gidilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Son olarak teknoloji şirketlerinin bu tartışmanın merkezinde yer aldığı, bunun da konuyu daha geniş bir tartışma olan teknofeodalite tartışmasına bağladığı görüldü.
Söz konusu etkinliğin kaydına erişmek için: https://www.youtube.com/watch?v=40d39g_y7QU
Av. Celil AKTAŞ, LL.M.